İftira Suçu
Günlük hayatta “adını lekeleme, çamur atma” gibi ifadelerle dile getirilen iftira suçu, 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanunu’nun 267-269. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Kişinin; karşı tarafın işlemediğini bildiği halde, o kimse hakkında soruşturma veya kovuşturma konusu olabilecek ya da idari bir yaptırım uygulanmasına yol açacak hukuka aykırı bir fiil isnat etmesidir. Bu isnat yetkili mercie şikâyet, ihbarda bulunma ve basın/yayın yollarıyla gerçekleşebilir.
İftira Suçu Nedir?
İftira; sözlü iftira, cinsel iftira veya namusa iftira gibi şekillere bürünebilir. İşlemediğini bildiği halde bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
İftira Suçunda Zamanaşımı ve Uzlaşma
İftira suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı değildir. Çünkü bu suçtan mağdur olanlar, hem haksız yere kendisine iftira atılıp şikâyette/ihbarda bulunulan kişi, hem de bu şikâyet/ihbar sebebiyle soruşturma başlatan ya da idari yaptırım uygulayan mercilerdir.
İftira, kamu davasına vücut veren bir suç olduğu için iftirayı öğrenen soruşturma makamı derhal harekete geçerek işlem yapmak zorundadır.
İftira suçu her ne kadar şikâyete bağlı bir suç olmasa da bu suçta zamanaşımı söz konusu olabilmektedir. İftira suçu, TCK madde 66’da belirtildiği üzere 8 yıllık dava zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten itibaren başlar.
İftira suçu, Uzlaştırma Kanunu’nun 8. maddesinde sayılan uzlaştırma kapsamındaki suçlar arasında yer almadığından uzlaştırmaya gidilmesi mümkün değildir.
İftira Suçunun Oluşması İçin Gerekli Şartlar ve Suçun Kapsamı
- İftira suçunun oluşumu için öncelikle hukuka aykırı bir fiilin isnat edilmiş olması şarttır. Bu fiilin hukuka aykırı olması yeterli olup, suç olması şart değildir. İdari yaptırımı gerekli kılan fiiller de bu suçun konusunu oluşturabilir. Örneğin fabrikada çalışan bir işçinin uyarı cezası almasına yol açacak bir fiil isnat edilmesi de iftira suçunu oluşturacaktır.
- Hukuka aykırı fiil isnadının yetkili makamlara ihbarda veya şikayette bulunmak suretiyle veya basın-yayın yoluyla yapılması gerekir.
- İsnat objektif olarak gerçek dışı olmalıdır. Fiilin gerçekte işlenip işlenmediğinin bir önemi yoktur, önemli olan isnat edilen kişi tarafından işlenmiş olup olmadığıdır. Yani isnadın içeriği ‘gerçek’ le uyuşmamalıdır.
- İftira suçunun manevi unsuru kasttır. İftira kasten işlenebilen bir suçtur. Kanun bu şartı, failin “suçsuz olduğunu bildiği kimseye suç isnat etmesi” olarak ifade etmiştir. İftira suçu olası kastla işlenemez. Bu suçta doğrudan kast söz konusudur.
- İsnadın belli bir kişiye yönelik olması gerekir. Bu kişinin ismi açıkça belirtilmese de, bir araştırma sonucunda kimliğinin belirlenebilir olması yeterlidir.
Kişi bir suç işlemiş olabilir. Örneğin malı, sahibinin rızası olmadan alan kişi hırsızlık suçuna vücut vermiştir. Ancak bir kişi, böyle olmadığını bile bile bu fiilin cebirle işlendiği iddiasında bulunduğunda, bu ilave unsur (cebir) açısından iftira suçunun oluştuğunu kabul etmek gerekir.
- Şikâyet Yoluyla İftira Suçu: Şikâyeti soruşturmaya veya idari yaptırım uygulamaya yetkili makamlara yapılacak başvuruyla gerçekleşir.
- İhbar Yoluyla İftira Suçu: İhbar, dilekçe hakkının bir uzantısıdır. Vatandaşların ihbar yükümlülüğü yoktur. Ancak her vatandaşın dilekçe verme hakkı mevcuttur. İhbar, şikâyete bağlı olmayan suçlarda suçtan haberdar olan kimsenin bunu yetkili makamlara bildirmesidir. İftira suçunda ihbar, iftira edenin masum bir kimsenin hukuka aykırı bir eylem işlediğini yetkili makamlara bildirmesidir.
- Başkasının Kimliğini Kullanma Yoluyla İftira Suçu: Başkasının kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçu, iftira suçunun özel bir görünüm biçimidir (TCK m.267). Suç işleyen kişinin, işlediği suç sebebiyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik (örneğin nüfuz cüzdanı) bilgilerini kullanması ile oluşur.
İftira Suçunun Cezası
Basit iftira suçunun cezası, 1 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır (TCK md. 267/1).
Fail, iftira suçunun maddi delillerini de kendisi üretirse iftira suçunun nitelikli halini işlemiş olacaktır. Bu halde suçun cezası yarı oranında arttırılır (TCK md. 267/2).
Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında bir tedbir uygulanmışsa, yukarıdaki iki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır (TCK md. 267/3).
Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur (TCK md. 267/4).
Failin iftira suçunu işlemesi sebebiyle, mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur (TCK md. 267/5).
Mağdurun iftira suçu nedeniyle mahkûm olduğu cezanın infazına başlanmışsa, iftira edene beşinci fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır (TCK md. 267/6).
Başkasının kimliğini kullanma yoluyla iftira suçunu işleyen kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır (TCK m.268).
İftira Suçunda Etkin Pişmanlık
Türk Ceza Kanunu’nun sisteminde, suç tamamlandıktan sonra cezayı kaldıran veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi bir sebep olarak kabul edilen “etkin pişmanlık” hükümleri, özel hükümlerde ve belli suç tipleri için düzenlenmiştir. İftira da bu suçlardan biridir. Etkin pişmanlık, failin işlediği fiil nedeniyle pişman olması ve suçun sebep olduğu zararı gidermesi halinde fail hakkında ceza indirimi yapılmasını sağlayan bir maddi ceza hukuku kurumudur.
İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir (TCK m.269/1).
Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir (TCK m.269/2).
Etkin pişmanlığın;
- Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi,
- Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın yarısı,
- Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilebilir.
İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;
- İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın yarısı,
- İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilebilir.
Basın ve yayın yoluyla yapılan iftiradan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için, bunun aynı yöntemle yayınlanması gerekir.
İftira Suçu ve Tazminat Davası
İftira cezai sorumluluğun yanında tazminat ödenmesini de gerektirebilir. Tazminat davası için ayrı bir hukuk davasının açılması gerekmektedir. Maddi tazminat davasının açılabilmesi için, kendisine iftira atılan kimsenin ekonomik olarak bir olumsuzlukla karşılaşması gerekmektedir. Örneğin kendisine atılan iftira sebebiyle işleri çok azalan bir iş adamının durumu.
Manevi tazminat istenebilmesi için, kendisine iftira atılan kimsenin bu olaydan ötürü üzüntü duyması, manevi acı çekmesi yeterlidir.
Somut durumdaki iftira atma eylemi, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen suçun tipiklik unsurunu sağlamasa bile bu durum, hukuk davasında tazminat talep etmeye engel bir durum değildir.
Tazminat davalarında sürecin başından sonuna kadar davanın takibi ve istenen zamanlarda gerekli işlemlerin yapılması mecburidir. Dolayısıyla tazminat talebinde bulunmak isteyenlerin bir avukat aracılığıyla süreci yürütmeleri faydalı olacaktır. Bu süreçte Şengüler Hukuk Bürosu’nun alanında uzman, güvenilir ve başarılı avukatları sizin yanınızda olacaktır.
İftira suçunda hangi mahkeme yetkilidir?
İftira suçu nedeniyle yapılan yargılamalar asliye ceza mahkemesi tarafından yerine getirilir.
İftira suçu davaları ne kadar sürer?
Yeni çıkan hedef süre uygulamasına göre Asliye Ceza Mahkemelerinde görülen davaların 300 ile 390 gün içinde sonuçlandırılması için hedef süre konulmuştur.
İftira suçuna örnek teşkil edecek durumlar nelerdir?
İftira suçu daha önce de bahsettiğimiz üzere, doğrudan kasıtla işlenebilen, karşıdaki kişiye halk ağzıyla “çamur atma, karalama” olarak nitelendirilen kişinin onur ve saygınlığını zedeleyen bir suç türüdür. İftira suçuna birkaç örnek vermek gerekirse;
- Merve’nin Sena’ya ait kimlik veya kimlik bilgilerini örgüt kurma suçunu işlemede kullanması
- Ali’nin, hırsızlık yapmadığını bildiği halde iftira atarak Kemal hakkında hırsızlıktan dolayı soruşturma açılmasına sebep olması
- Asıl suç işleyeni korumak amacıyla, Ahmet’in suçu başkasının üzerine yıkması
İftira Suçu Şikayet Dilekçesi
……………..CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
ŞİKAYETÇİ :
VEKİLİ : Av. ESMA ŞENGÜLER İNALTAY
ŞÜPHELİ :
SUÇ : İFTİRA
SUÇ TARİHİ : …/…/…
AÇIKLAMALAR :
1-) Müvekkilimiz ile dükkanı bitişik olan şüpheli ….…. adresinde ikamet etmekte olup; aralarında “dükkan önünde biriken tozların diğer tarafın dükkanının önüne süpürülmesi” tartışması çerçevesinde yaklaşık olarak 1 yıldır husumet bulunmaktadır. Öyle ki bu tartışmalar sık sık yaşanmakta olup, sonucu karakol boyutuna kadar varan kavgaları içermektedir.
2-) Aralarındaki sürekli gerginlik ve tartışmaların verdiği husumet sebebiyle şüpheli ….., …/…/… tarihinde müvekkilimiz hakkında “Cinsel Saldırı Suçu isnadı” nda bulunmuştur. Söz konusu suç duyurusu çerçevesinde müvekkilimiz hakkında soruşturmaya başlanıp, müvekkilimiz aleyhine tanıkların söylemleri üzerine de müvekkilimiz hakkında kamu davası açılması için yeterli şüphe bulunduğu gözetilerek kamu davası açılmıştır.
3-) …/…/… tarihinde açılmış olan kamu davasındaki delillerin soyutluğu ve tanık ifadelerinin de çelişkili olması sebebiyle müvekkilimiz hakkında beraat kararı verilmiş ve bu karar …/…/… tarihinde de kesinleşmiştir.
4-) Müvekkilimizin cinsel saldırıda bulunmadığı kesin olarak sabit olup, söz konusu suçu işleyecek bir kişiliğe sahip değildir. Şüpheli müvekkilimize iftira ederek, müvekkilimiz hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasına sebebiyet vermiştir.
HUKUKİ NEDENLER : 5237 S. K. m. 267 ve ilgili mevzuat.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda açıklanan nedenlerle şüphelinin cezalandırılması için gerekli soruşturmanın yapılarak hakkında kamu davası açılmasını, müvekkilimiz adına saygıyla talep ederiz. …/ …/ …
Şikayetçi Vekili
Av. ESMA ŞENGÜLER İNALTAY
İftira Suçu Yargıtay Kararları
“..Soruşturma evresinde polis ve Cumhuriyet Savcısı önünde “fazla alkollü olduğumdan telefonumun garsonlar tarafından alındığını zannediyordum” ve “alkolün etkisi ile beni gasp ettiler diye müracaat etmiş olabilirim, kimse beni gasp etmedi” diyerek iftiradan dönmesinin TCK’nın 269/2. maddesinin uygulanmasını gerektirdiği, kovuşturma aşamasında talimatla alınan beyanlarında, parası ve telefonunun gasp edildiğini bildirmesinin, iftira nedeniyle açılan kamu davasında haklı olduğunu kanıtlamaya çalışma olarak kabul edilebileceği gözetilmeden, etkin pişmanlık hükümleri uygulanmayarak fazla cezaya hükmolunması kanuna aykırıdır…” (YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 2014/44511 E, 2015/1940 K, 22.01.2015 ETKİN PİŞMANLIK, İFTİRADAN DÖNME)
“..İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, dosya kapsamına göre, sanığın iddialarının bir kısım vakalara dayandığı ve eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç atmak biçiminde olmayıp Anayasanın 74. maddesi ile garanti altına alınan anayasal dilekçe…şikayet hakkını kullanma niteliğinde bulunması, şikayetçi olduğu mağdur hakkındaki iddiasının ispat edilememiş olmasının sanığın iftira suçunu işlediğinin kanıtı sayılamayacağı cihetle unsurları itibariyle oluşmayan iftira suçundan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
bozmayı gerektirmiş..” (YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ 2017/14038 E, 2018/1646 K, 19.02.2018)
Sanık, aşamalarda; yakınan eski eşi Cemile’nin eski karısı olduğunu, fuhuş yaptığını, kızı Rabia’nın da aynı yola düşmesi kaygısıyla, ilgili mercilere yakınma dilekçesi verdiğini belirtmiştir. Türk Ceza Yasasının 285. maddesindeki suçun oluşması için, “suçsuz olduğunu bildiği bir kimseye” suç yüklemekten söz eden Yasanın, suç tipinde kuşku ve kaygılarla yapılan yakınmayı önleyen doğrudan doğruya ve belirli kastı aradığı dolaylı ve belirsiz kastı yeterli görmediği anlaşılmaktadır. Sergilenen savunma karşısında, gerektiğinde yakınandan da durum soruşturularak yasal tipte öngörülen suç kastının oluşup oluşmadığı araştırılmadan ve tartışılmadan, yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması, Yasaya aykırı ve sanığın temyiz iddiaları bu itibarla yerinde görüldüğünden açıklanan nedenle hükmün (BOZULMASINA), 12.9.1990 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. (YARGITAY 4. CEZA DAİRESİ 1990/3119 E, 1990/4049 K, 12.09.1990)